27 Haziran 2008 Cuma

* HAYATIN GERÇEKLERİ

İstanbul Tıp Fakültesinde Sami Zan adında müthiş bir Anatomi hocası varmış. Öğrencilerine bir şeyler öğretebilmek için resimler, gazete parçaları, maketler, öğrenciden canlı modeller, eline ne geçerse kullanırmış. Sıraların üstlerinde oraya buraya atlarken bir yandan da aşağıdaki sözler çıkıverirmiş ağzından...
İşte o sözlerden bir kısmını aktarıyorum sizlere;
1. Yıkılmayan ağacın yeri belli olmaz!
2. Hıyara kıyasla turba şükür!
3. Meyvesi çamura düşüyor diye ağaca mı lanet edilir?
4. Hekim hastasını nadiren tedavi, genellikle teselli eder.
5. Üniversiteye girip de çıkamayanlara profesör denilir.
6. Okumak sanatı esasları hatırlamak, ayrıntıları unutmaktır.
7. Bence en acınacak insan, görevinde ücretten başka bir şey alamayandır.
8. Hayat denklemi: Çalışma (10) x Doğruluk (10) x Bilgi (10) x Güzellik (10) x Şans (0) = 0
9. Biz sidikle pislik arasından dünyaya geldik, öğünmemiz nedendir?
10. Hayat, üstü pamuklarla örtülü bir kazık tarlasıdır.
11. Hayatta bütün setler üzerinden geçilmek için yapılmıştır, önünde durulmak için değil!
12. Dilediğin gibi yaşa, nasılsa öleceksin!
13. Yükselmek için kendi ayaklarınızı kullanın, başkalarının sırtını ve ellerini değil!
14. İyilik belki unutulur ama ölmez. Kötülük ölür ama unutulmaz.
15. Göz medeniyetler yapar fakat medeniyetler göz yapamaz.
16. Moloz alma adam al. Adam yoksa hiç kimseyi almamak hırdavat almaktan iyidir.
17. Sevmek oturup birbirine bakmak değil, belki beraberce aynı yöne bakmaktır.
18. Söndüremeyeceğin ateşi yakma!
19. Yaşlılık gözlerde başlar, genital organlarda biter.
20. Gülme bunlara, doktor gülmez, tebessüm eder!
21. Herkesin ter kokusu ayrıdır, parmak izi gibidir.
22. Yüksek makamlar yalçın kayalara benzer. Oralara nadiren kartallar, çoğunlukla kertenkeleler çıkar.
23. Yolun ilerisini göremiyorsanız dönemece gelmişsiniz demektir.
24. Aşk hayatta her yaşta insana musallat olan bir hastalıktır.
25. Kader size bir limon verdiyse, ondan limonata yapacaksınız!

Prof. Dr. Sami ZAN
Kaynak: İstanbul Tıp Fakültesi 1985 Yıllığı,

Sayfa 474-475

26 Haziran 2008 Perşembe

* SENİ DÜŞÜNDÜĞÜM TÜRKÜ


Benim bir canla sevip, bin özlemle andığım
Bari gölgeni bırak bana
Su çiçeklerinin en güzel yanları budur,
Giderken gölgelerini verirler suya.
Güz akşamları dal kıpırdamazken,
Suda halkalanan gözleridir
Sen de gölgeni bırak bana.
Gönlümün bin güzelliğiyle inanıp sevdiğim,
Güzelliğini burada ince ince aratma.
Bir kıyıya, bir gün inen fırtına gibi
Birdenbire bir şeyler bırak.
Birşeyleri soğut, birşeyleri yak,
Dağıt birşeyleri, birşeyleri kur.
Kendini hiç yokmuşsun gibi bırakma
Kafamın her yanıyla bir şeyler öğrendiğim ,
Sonsuza uzanan sevinç, güzele vurgun tasa
En azından bin yılda arayıp bulduğum,
Bana aşk şiirleri yazdırma artık
Beni burada gölgen gibi bırakma...

Afşar TİMUÇİN


18 Haziran 2008 Çarşamba

ZİYARETÇİ DEFTERİNE SİZDE BİRŞEYLER YAZMAK İSTER MİSİNİZ ?
Image Hosted by ImageShack.us