11 Eylül 2008 Perşembe

* SENSİZLİĞİN ARDINDAN


Bakışlarında hasret sezdim sigaramın,
Dumanı bile özledi sanırım...
Kim özlemedi ki?

Umut?
O'da terketti senden sonra
Şimdi nerelerde ne yapar bilemem?
Kabuğuna çekilmiştir belki o'da...
Her geçen gece yüzün daha az geliyor aklıma,
Unutuyorum sanırım simanı...

Unutur muyum bilemiyorum?
Beslemiyorum artık sensiz günlerimi hüzünlerimle
Koyverdim sessiz tik tiklara seni...
Zaman boş, sen dolu...
Şu an?
Sen değilsin ki aklımdaki
Senli günler sadece...

Bırakıyorum işte seni düşünmeyi
Birde sigarayı bıraksam...
Ama o'na da alıştırıyorum yavaş yavaş,
Bembeyaz dumanını salarken atmosfere
Daireler çizmiyor,
Süzülüyor sadace..
Yanaklarımda tuzlu bir yol bırakan,
Gözyaşlarım gibi...

Hayır hayır ağlamıyorum,
Yine sigara yaptı yapacağını, meret..
Dumanını saldı gözlerime...
Biliyorum, hatırlıyorum dediğini
Ağlayınca çirkin oluyorum
Ağlamıyorum seni dinliyorum...

Acayibim işte bildiğin gibi
Değişmedi melankolik hallerim
Acı mı beni seviyor, ben mi acıyı bilemiyorum
Kopamadık birbirimizden...
Yanlız değilim ki geceleri..
Her gece geliyorsun ya yanıma,
Bir buse bırakıyorsunya tenime
Sende unutkan olmuşsun biraz...

İyisin orada biliyorum
Bakıyorum arasıra sana,
Mis kokuyor yine havan
Ve sen kırpmıyorsun gözlerini bana bakarken...
Renklerden arındırdım kalbimi,
Sadece siyah beyazım artık..
Arada bir de grilerim var,
Sana yolladığım dualarım...

Eksiğim işte senden,
Biliyorsun ama..
Bir el sallayamazsın değil mi?
Neyse...
Seni de üzmek değildi amacım
Görüyorsun sensiz hallerimi
Ama benden duy istedim...

Rüveyda SALIK

8 Eylül 2008 Pazartesi

* MAHUR


O mahur bakışlı güzel kız var ya
Dün gece gözleri hicazdı canım
İnsanı ansızın bir haz sarar ya
Kokladım gül teni beyazdı canım

Buselik bakardı segah gülerdi
Segahta dururdu rastta gezerdi
Nevâ ya çıkardı işre binerdi
Hüseyni dilinde niyazdı canım

Gözünde tanburun teliyim derdi
Gökkubbede bir başka nağme çınlardı
Derdimi her akşam bir o dinlerdi
Yatsıyla yükselen avazdı canım

Bir sakin köşeydi bir kuytu zemin
Bir giriş gölgeydi dört yanı serin
Evinin önünden geçerken demin
Dilinde son şarkı şehnazdı canım

Bahçemde erikti meydanda çınar
Eylülde hazandı nisanda bahar
Dört koldan sararken etrafı kışlar
Mevsimler gözümde hep yazdı canım

Nereden gelmişti kimin nesiydi
Sevda bahsinin ilk bestesiydi
Dikensiz bahçenin gül destesiydi
Adını sormayın Gülnazdı canım

Hasrete yabancı aşka aşina
Rastlamaz kimseler asla eşine
Kırk yıllık sevdanın pişmiş aşına
Vakitsiz su katan yılmazdı canım

Bedirhan Gökçe

ZİYARETÇİ DEFTERİNE SİZDE BİRŞEYLER YAZMAK İSTER MİSİNİZ ?
Image Hosted by ImageShack.us