24 Kasım 2008 Pazartesi

* VUSLATSIZ GECELER


Duy sevgili!..
O saatlerde nükseder gamlı hallerim
Kaybederim senden yana ne varsa
Kimi ağlar, kimi sızlar
Ve zamanı parçalayan gözlerim
Yorgun umutlarla geceye sızar
İmkanı yok tesellinin

Sen o kadranı bozuk saatlerde,
Vuslatsız aşıkların dilindeki şarkı.
Düşünce gecenin alnına,
Hasret perdeleri pencerelerde kat kat
Adını haykırsam göklere neye yarar
O garip,
O soğuk sızı iner yüreğime
Bir tutam hüzün dökülür sürmelerime
Yaslarıma, kederlerime
Büker boynunu saksıdaki menekşe

Hasret dokurum gecenin tezgahında
Düşünce hayalin gözlerimden
Bahar mı, hazan mı bilinmez
Bu yürek yaralanır hey yar
Dökülmez avuçlarıma ne ay ne yıldız
Yokluğun kadar
Sabah olmuş güneş doğmuş neye yarar
Sensizlik sürgünüm olur
Götürür beni sevda kıran rüzgarlar

Duy sevgili!..
Böyle kaç mevsim geçti
Kara yazgılı kaderin ellerinden
Mutluluk geç kaldı, ayrılık daha tez
Vuruldum kırk yerimden
Dağıldım böyle kaç kez
Seni aradım

Düşlerim gecenin tutsağında
Saatlerse hep sensizliği vurdu
Bir yanımda dilsiz kapım
Bir yanımda yorgun yatağım
Gözlerimdeyse o deli sevda
Ne gecelerde buldum seni, ne gündüzlerde.
An geldi sustum..
Zemheri vurgunu dudaklarımdaki
Hasret kurşunuyla kendimi vurdum
Yoksun...

Müsaade ÖZDEMİR

19 Kasım 2008 Çarşamba

* İLGİNÇ BİR ZEKA TESTİ


ELİNİZE BİR KAĞIT KALEM ALIP ASAĞIDAKİ SORULARIN TAMAMINI SADECE 3 DAKİKA İÇİNDE YANITLAMAYA CALIŞIN. VE HER SORUYU SADECE `BİR` KEZ OKUYUN.
BİTİRİNCE YANITLARINIZI KONTROL EDİN.
Haydi Kolay Gelsin...

1 - BAZI AYLAR 30, BAZILARI 31 ÇEKER; KAÇ AYDA 28 GÜN VARDIR?

2 - DOKTORUNUZ SİZE 3 HAP VERIR VE BUNLARI YARIMŞAR SAAT ARAYLA ALMANIZI TAVSİYE EDERSE, İLACLARIN TAMAMINI BİTİRMENİZ NE KADAR SÜRER?

3 - GECE SAAT SEKİZDE YATIYORUM VE YATARKEN GUGUKLU SAATİMİ SABAH DOKUZA KURUYORUM KAÇ SAAT UYUMUŞ OLURUM?

4 - 30`U YARIMA BÖLÜP 10 EKLEDINIZ, KAÇ ETTI?

5 - BİR ÇİFTCİNİN 17 KOYUNU VARDI. SÜRÜDE SALGIN HASTALIK OLDU, DOKUZU AĞIR HASTALANDI, DİĞERLERİ ÖLDÜ. ÇİFTCİNİN KAÇ KOYUNU VAR?

6 – ELİNİZDE SADECE BİR TEK KİBRİTİNİZ VAR, İÇERİSİNDE BİR GAZ LAMBASI, BİR GAZ SOBASI, VE BİRDE MUM BULUNAN KARANLIK VE SOĞUK BİR ODAYA GİRDİNİZ... ÖNCE HANGİSİNİ YAKARSINIZ?

7 - ADAMIN BİRİ DİKDÖRTGEN BİÇİMİNDE VE HER CEPHESİ GÜNEY MANZARALI BİR EV İNŞA EDİYOR. EVİ KOCAMAN BİR AYI ZİYARET EDERSE BU AYI SİZCE NE RENK OLUR?

8 - 3 ELMA VARDI İKİSİNİ ALDIM. KAÇ ELMAM VAR?

9 - MUSA GEMİSİNE HER HAYVANDAN KAÇAR ADET ALDI?

10 - CHİCAGO`DAN HAREKET EDEN 43 YOLCULU BİR OTOBÜS KULLANIYORSUNUZ. PİTTSBURGH`DA 7 YOLCU BİNİP, 5 YOLCU İNDİ. CLEVELAND`DA 8 YOLCU İNDİ, 6 YOLCU TUVALETE GİDİP GELDİ VE 4 YENİ YOLCU BİNDİ. 20 SAAT SONRA PHILADELPHIA`YA VARDIĞINIZDA ŞOFÖRÜN YAŞI KAÇ?

.

.

.

.
.

ŞİMDİ YANITLAR:
1. HEPSİNDE, TÜM AYLARDA 28 GÜN VARDIR.
2. BİR SAAT
3. GUGUKLU SAATLER GECE GÜNDÜZ AYRIMI YAPMADIĞI İÇİN 1 SAAT.
4. 70 EDER, YARIMA BÖLMEK 2 İLE ÇARPMAK DEMEKTİR.
5. 9 CANLI KOYUN
6. ÖNCE KİBRİTİ
7. AYI BEYAZ OLUR. EVİN HER CEPHESİ GÜNEYE BAKTIĞINA GÖRE BİNA KUZEY KUTBUNDADIR.
8. 2 ELMA
9. SIFIR, GEMİSİNE HAYVAN ALAN NUH İDİ.
10. ŞOFÖR SİZDİNİZ.

.
.

.

.
.

DEĞERLENDİRME:
10 DOĞRU : EİNSTEİN SEVİYESİ
9 DOĞRU : TOPLUMLA UYUŞAMAYAN PSİKOLOJİK BOZUK VAKA
8 DOĞRU : MUHENDİS
7 DOĞRU : UNİVERSİTE ÖĞRENCİSİ
6 DOĞRU : LİSE ÖĞRENCİSİ
5 DOĞRU : İLKOKUL ÖĞRENCİSİ
4 DOĞRU : İLKOKUL ÖĞRETMENİ
3 DOĞRU : LİSE ÖĞRETMENİ
2 DOĞRU : ÜNİVERSİTE PROFESÖRÜ
1 DOĞRU : VATANDAŞ
0 DOĞRU : MİLLETVEKİLİ

17 Kasım 2008 Pazartesi

* BİR FOTOĞRAF’A


Karşımdasın işte...
Bana bakmasan da ordasın, görüyorum seni.
Ah benim sevdasında bencil, yüreğinde sağlam sevdiğim
Kalbime gömdüm sözlerimi, ceset torbası oldu yüreğim..
Tıkandığım o an,
Elimi nereye koyacağımı şaşırdım o an işte,
Aklımdan o kadar çok şey geçti ki takip edemedim.
Ellerim boşlukta, ben darda kaldım.
Ellerim buz gibi ben harda kaldım..
Bir senfoni vardı kulağımda çalınan,

Bitti artık hepsi..

Köşeme çekildim, hani hep kaldığım köşeme..
Bakış açım belli oldu yine.

Geride kalan, ardından bakar gidenlerin
Bir meltem olacak rüzgarım dahi kalmadı benim
Dağlara çarptım her esişimde..
Yollara küfrettim her gidişinde...

Demiştim sana hatırlarsan;
"Önemli olan 'zamana bırakmak' değil,
'Zamanla bırakmamak'tır.."

Şimdi bana, geçen o zamanın
Unutulmaz sancısı kalır.

Gittiğim eğer bensem, söyle bana kimden gittim ?
Sende yoktum zaten ben, ben yine bende bittim..

Nazım Hikmet

14 Kasım 2008 Cuma

* DEĞER ( Bir Hint Masalı )


Eski bir Hint Masalı şöyle der;

Bir zamanlar çok büyük bir ressam varmış. Eserleri herkes tarafından beğenilirmiş. Ülkenin kralı bile onu Onur madalyası ile ödüllendirmiş. Ona Hintçe'de renklerin ustası anlamına gelen "Ranga Charya" adı verilmiş. Ama hayranları ona kısaca "Ranga Guruji" derlermiş. Ranga, yıllar içinde, alanındaki ustalığını kanıtlarcasına kendine özgün bir renk stili geliştirmiş. Çok çalışması, yorumu ve konuya kendini vermesi, kendinden sonra gelenlere örnek olmuş. Bir sanat okulu açmış ve orada öğrencilerine sanatın inceliklerini öğretmeye başlamış. Belli bir müfredatı ve süresi yokmuş okulun. Öğrencinin, yeteneğinden ve bilgisinden kendisi tatmin olduktan sonra, onu sanat dünyasına takdim etmesi okulun özelliğiymiş.

Kendince bir "Öğrenci Değerlendirme" yöntemi geliştirmişti. Bu da onun çalışma yöntemi gibi dünyada eşi olmayan bir yöntemdi. Bu okulda bir öğrenci olan Rajeev çok aceleciydi ve Allah vergisi bir yeteneğe sahipti. Ranga'nın aradığı özellikler doğrultusunda; diğer öğrencilerden çok daha hızlı bir başarı gösteriyodu. Ranga, ondaki bu gelişmeden çok memnundu. Çok övgü ve teşvik almaktan dolayı Rajeev merakla Ranja Guruji'nin onu artık bir ressam olarak ilan edeceği ve hayatinın bu şekilde devam etmeye başlayacağı günü bekliyordu. Bir gün, çok kibar bir şekilde Ranga Guruji'ye final uzmanlık sınavını ne zaman alacağını sordu. Ranga gülümsedi ve dedi ki:

"Rajeev, sen benim gelecek vaad eden öğrencilerimden birisin. Çok kısa sürede sanatın inceliklerini öğrendin. Sanırım şimdi final sınavının zamanı geldi."

"Sınav konumun ne olduğunu söyler misiniz? "

Rajeev mutluluğunu ve heyecanını saklamakta zorlanıyordu. Ranga "Rajeev, bir resim yapmanı istiyorum, bu senin en iyi resmin olmalı ve herkes hayran kalmalı. Şimdi acele etme ve hayatının şaheserini yap" dedi. Rajeev gece gündüz çalıştı; en güzel resmini yaptı ve Ranga Guruji'ye getirdi.

Ranga: "Şimdi bunu şehrin meydanında halkın beğenisine sun" dedi. "İnsanların senin eserini görmelerine izin ver. Resmin altına büyük ve koyu harflerle, bu resmin halkın değerlendirmesi için oraya konulduğunu ve resimdeki hataların, izleyenler tarafından resmin üzerine bir "X" çizerek belirtilmesini rica ettiğini yaz."

Rajeev Ranga'nın dediklerini yaptı. Resmi şehrin en merkezi yerine koydu. Birkaç gün sonra Ranga gidip onu getirmesini söyledi. Rajeev meydana giderken çok heyecanlıydı. Ancak oraya vardığında çok büyük bir hayal kırıklığına uğradı. Tüm resim baştan aşağı "X" işaretleriyle doluydu. Başarısızlığı böylece anlaşılmıştı. Büyük bir kalp kırıklığıyla resmi Guru'ya gösterdi. Ranga O'na asla umutsuzluğa kapılmamasını ve yeniden bir resim yapmasını tavsiye etti. Rajeev yeni bir sanat şaheseri daha yaptı. Ranga daha önce söylediği şeyleri tekrarladı. Ancak en son satırda değişiklik yaparak... Bu kez Rajeev'e resmin yanına boya ve fırça da koymasını söyledi. Resmin altına yazdığı mesajda izleyicilerin hataları bulması ve resmin yanında bulunan malzemeleri kullanarak düzeltmeleri istenmişti. Birkaç gün sonra Rajeev resmi almaya gittiğinde şaşırdı. Çünkü resmin üzerinde hiçbir isaret olmadığı gibi yanına konulmuş olan malzemelere de hiç dokunulmamıştı. Rajeev resmi Guru'suna sunarken çok mutlu olmuş ve kendine güven dolmuştu. Ranga yine gülümsedi ve "Rajeev bugün öğrenmiş olduğun bu dersle birlikte artık senin eğitimin tamamlandı" dedi. "Sevgili oğlum, eğer bu dalda mükemmellik ve yücelik istiyorsan sadece sanatta ustalaşmış olman yetmez. Ama insanların, eline fırsat verildiğinde hiçbir şey bilmedikleri bir konuda bile eleştirip, değerlendirme eğiliminde olduklarını da öğrenmen gerekir."

Eğer dünyayı seni yargılayacak kişi olarak kabul edersen hep hayal kırıklığına uğrarsın. İnsanlar hiçbir bilgisi ve ciddiyeti olmadan yargılamalarda bulunur ve birbirlerine fikirlerini söylerler. Senin ilk resmini "X" lerle doldurdular. Çünkü onları engelleyecek hiçbir risk yoktu. Ve çoğunun bu konuda hiçbir yeteneği ve bilgisi de yoktu. Ama onlara sunulan bu fırsatı memnuniyetle değerlendirdiler. Ama aynı insanlar, hataları bulup düzeltmeleri istendiğinde hiç biri bunu yapmadı. Çünkü bu kez onların bilgisi ve yeteneği risk altındaydı; bu konudaki eksikliklerini göstermekten çekindiler. Uzak durmayı tercih ettiler."

Ranga devam etti: "Böylece sevgili oğlum, senin azmin, senin yeteneklerin, senin bilgin, senin sanat alanındaki çabaların, senin çok çalışmanın ve içten uğraşılarının değerli bir ürünüdür. Bunu dünyaya bedava sunma. O zaman çalışman ilk resminin uğradığı sonuca uğrar. Kendinin yargıcı ol ve değerini kendin belirle ama bunu adalet ve eşitlik ilkeleriyle yap. Ve böyle davrandığında seni temin ederim ki asla ne kendin ne de eserinle hayal kırıklığına uğrarsın."

"Tanrı seni korusun! Oğlum."

Rajeev'in gözlerinde saygi ve neşe dolu yaşlar vardı. Kalbinin derinliklerinde, eğer bu son dersi almasaydı eğitiminin eksik kalmış olacağını hissediyordu.

7 Kasım 2008 Cuma

* YAŞA DA ÖYLE GİT


Boşver be yaşı başı!
Gönlün ne kadar şık sen ondan haber ver?..
Şöyle atıp koyu grileri-siyahları sabahtan,
Sarı bir kaşkol atabiliyor musun boynuna, ondan haber ver?..
Koyma bir kenara yüreğini, aç kapılarını,
Gelene geçene yol verme girsin diye içeri ama
Gömme başını toprağa bir çift güzel göz uğruna.
Bilirim yine yeşerecek bir çiçek bulursun bir dalda,
Ama kaybedecek kadar bir aşk varsa avuçlarında,
Bırak aksın yollarına.
Yağ geç, yık geç, kimse inanmazsa inanmasın,
Sen inan yüreğine,
Hem ona geçmezse kime geçer sözün?..
Büyü büyüü…
Bak ellerin ayakların kocaman,
Aklında maşallah yerinde,
Ee ne diye tutarsın yüreğini uçmasın diye
Akıllı ol, yüreğin gelir peşinden,
Boşver yaşı başı,
Aşk var mı aşk, sen ondan haber ver?

Takılmışsın yüzündeki gözündeki çizgilere.
O çizgilerin yüreğine neler kazıdığını düşün,
Atmak mı istiyorsun kendini bir dereye soğuk bir kış günü.
Öl gitsin…
Parayı pulu savurup ,
Bir balıkçı köyünde balık tutmak mıdır istediğin,
Savrul gitsin…
Boşver be yaşı başı,
Kim tutar seni, kim?
Kendi yüreğinden başka kim?
Aklını al da öyle git,
İster bir duvara, ister bir odaya, ister kıra bayıra vur da git.
Dert etme ellerini, onlar da gelir seninle bırakmadıkça birine.
O biri de gelir gerçekten istediğin oysa,
Seveceksen ve öleceksen uğruna…
Yaşa be, yaşa da öyle git, gireceksen toprağa…

Yaş yetmişe gelse bile, hayat daha bitmemiş,
Sen mi biteceksin?
Çekeceksen bile bayrağı,
Yaşadım ulan dibine kadar, diyemiyecek misin?

Can YÜCEL

ZİYARETÇİ DEFTERİNE SİZDE BİRŞEYLER YAZMAK İSTER MİSİNİZ ?
Image Hosted by ImageShack.us