5 Nisan 2008 Cumartesi

* ÖZELEŞTRİ


Gül derlemeyi bilmez bizim çocukluğumuz
Türkülerde dinlediği kadarıyla tanıdı pembeyi.
Adam gibi sevmeyi,
Sevdiği için ölmeyi duyduysa,
Birkaç masaldan
Hepsi o...
Bastığımız kaldırım taşı
Dipsiz bir karanlıktı
Slogan gibi çıkardı postallarımızın gıcırtısı
Sevdalanmak ayıptı
Vakit yoktu anasını satayım
Öyle bellemiştik
Yüreğimizden inanmasak da,
Bütün kızlar bizim bacımızdı
Hesap soracaktık vurguncudan, tefeciden
İntikam alacaktık işbirlikçiden
Kim ne derse desin
Değişecekti bu düzen
Bu uğurda girmediysen kavgaya
Adam sayılmazdın
Ne mahallende, ne okulda
Aç kalmak, en kalitesizini içmek cigaranın
Racondandı
Arta kalan yaşamın,
Burjuva özentisi..
Yumruklaşmış ellerimizde
Tırnaklarımız avcumuzu parçalarken
“Güneş’i zaptedeceğiz,
Güneşin zaptı yakın” derken
Kollarımız ne kadar gergin,
Yüreğimiz ne kadar büyüktü..
Sonra biz büyüdük
Büyüdükçe,
Yüreğimizi küçülttük
“Yaşamın farkına varın” dediler
Bizim yerimize düşünenler
Öyle uygun gördüler
Acemi olduğumuzdan
Bu kirli dünyada
Kimimiz yitip gittik
Çarpık sevdalarda
Para kazanmanın, erdeminden söz eder olduk
Kaybettiğimize inandığımız zamanı,
Yakalamak için olsa gerek
Emekle terleyeceğini düşündüğümüz ellerimize
Tutuşturulan
Yeşil yada kırmızı kağıtlarla yetindik.
Ve anladık ki sevgilim,
Biz birbirimizi hiç sevmedik.
Ortasını çoktan geçtik şimdi ömrün
Bir parça şiir, bir parça türkü
Nasırlaşmış yüreklerimizi açabilecek mi ki?
Belki yanlıştı
Belki göremiyorduk olamazı
Ama doğru olan birşey vardı
Sonuna kadar insandı yüreğimiz
Zulme direnecek kadar delikanlı,
Bastığımız yeri titretecek kadar kararlı
Ve kendimiz dışında herkese insaflı
Hangimiz özlemiyoruz şimdi, o yoksul kaldırımları
Olmadı...
Olmadı biliyorumda
Bu intikam bizi, çoktan aşmadı mı?
İşte yeniden başladık,
Üstelik savaştıklarımızı tanıdık
Şimdi ayrı gibi dursak da,
Ayrı ayrı yollarda
Biliyorum dostlar
Gönlümüz, hala aynı kulvarda...

Tayfun TALİPOĞLU

Hiç yorum yok:

ZİYARETÇİ DEFTERİNE SİZDE BİRŞEYLER YAZMAK İSTER MİSİNİZ ?
Image Hosted by ImageShack.us